90’lı Yılların Unutulmaz Filmleri – I


Kuşkusuz benim 60’lardan sonra en sevdiğim yıllardır sinemada 90’lar. Şimdinin emektar oyuncularının olgunlaştığı dönemlerdir, olgunlaşmış oyuncularınsa gençlik dönemleri. Ben aklımda yer eden filmleri iki kısımda kısaca tanıttım. Mutlaka atladıklarım, unuttuklarım vardır bu 10 yıllık süreçte, şimdiden affola.

Awakenings (1990)

Uyanış, En iyi Film, En iyi Erkek Oyuncu ve En iyi Uyarlama Senaryo dallarında Akademi Ödülü adayı gösterilmiş, Oliver Sacksın daha çok kendi hayatından kesitler sunan aynı isimli kitabından yola çıkarak çekilmiş yönetmenliğini Penny Marshallın yaptığı, başrollerini iki Akademi Ödüllü oyuncu Robert De Niro ve Robin Williamsın olduğu dram filmidir.

Dr. Malcolm Sayer, insan ilişkileri çok zayıf olan ve hayatı boyunca labaratuvarlarda bilimsel araştırmalar yapan bir doktordur. Personel yetersizliği yaşayan bir hastane, başka başvuru olmadığı için Sayer’ı işe almak zorunda kalır. Dr. Sayer, tamamı çok uzun yıllardır bilincini kaybetmiş ve hareketsiz görünen hastaları tedavi etmek ister. Bir konferansta başka bir hastalık için geliştirilen L-Dopa adlı ilacın kendi hastalarına da derman olabileceğini düşünen Sayer, şansını denemek ister. Robert De Niro’nun etkileyici performansıyla kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.

Edwars Scissorhands (1990)

Makas Eller 20th Century Fox tarafından yapılan komedi-dram türünde, dünya çapında 78 milyon dolarlık hasılata ulaşan filmdir. Hikâye rengarenk Amerikan banliyösüne geniş bir tepeden bakan metruk fakat süslü bir konakta yaşayan Edward adındaki utangaç ve garip bir çocuk ve Banliyöde yaşayan , kozmetik temsilcisi Peg Boggs etrafında örülür. Klasik Amerikan ailesi kültürünü temsil eden bayan Peg’in gözlerinden, ellerine makaslar adapte etmiş bir gencin (Johnny Depp) görünümü anlatılır. Eleştirmenler tarafından Burton’ın en kişisel filmi olarak değerlendirilmektedir. Johnny Depp ve Winona Ryder‘in kişiliklerini ortaya koydukları duygusal bir yapımdır. En İyi Makyaj dalında Oscar’a aday gösterilmiştir.

 

Dances With Wolves (1990)

ABD’li yazar Michael Blake’in aynı isimli romanından uyarlanan Dances with Wolves En iyi Film dahil 7 Akademi Ödülü kazanmıştır. ABD’li aktör Kevin Costner hem yönettiği hem de başrolünü oynadığı filmde, Amerikan iç savaşından sonra atandığı Güney Dakota’daki bir sınır karakolunda kurtlarla ve kızılderililerle dost olan bir teğmeni canlandırır. Zaman içinde kızılderililerin barışcıl yanlarını daha da yakından tanıyan teğmenin politik fikirleri de değişmeye başlar.

“Kutlarla Dans”, 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi‘nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

Ödülleri

  • En İyi Film Akademi Ödülü — Andreas Nordbø, Jim Wilson ve Kevin Costner
  • En İyi Yönetmen Akademi Ödülü — Kevin Costner
  • En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü — Michael Blake
  • En İyi Sinematografi Akademi Ödülü — Dean Semler
  • En İyi Kurgu Akademi Ödülü — Neil Travis
  • En İyi Ses Akademi Ödülü — Russell Williams II, Jeffrey Perkins, Bill W. Benton, ve Gregory H. Watkins
  • En İyi Orijinal Şarkı Akademi Ödülü — John Barry
  • En İyi Sinema Filmi Altın Küre Ödülü – Dram — Jim Wilson ve Kevin Costner

Goodfellas (1990)

Goodfellas, 1990 yılında çekilen, Martin Scorsese‘nin yönettiği, Nicholas Pileggi’nin Wiseguy adlı kitabından uyarlanmış, Henry Hill adında bir gangsterin gerçek hikâyesini anlatan filmdir.

Filmin oyuncuları Ray Liotta (Henry Hill) , Robert De Niro (Jimmy Conway), Joe Pesci (Tommy DeVito), Lorraine Bracco (Hill’in karısı) ve Paul Sorvino (Paulie Cicero)’dur. Film 6 farklı dalda Oscar’a aday gösterilmiş, en iyi yardımcı aktör dalında Joe Pesci ödül almıştır. Ayrıca BAFTA Ödülleri‘nde iyi film ödülünü almıştır.

Goodfellas, dünyaca ünlü sinema sitesi IMDB’nin tüm zamanların en iyi filmlerinin yer aldığı Top 250 listesinde 15. sırada, Empire Dergisi‘nin 2008’de yayınlamış olduğu Top 500 listesinde 6. sırada ve Amerikan Film Enstitüsü‘nün 1998’de yayınladığı ve 2007 yılında tekrar güncellediği Top 100 listesinde 92. sırada yer almaktadır.

“Sıkı Dostlar”, 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi‘nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

The Silence of the Lambs (1990)

Thomas J. Harris‘in romanınının bu nabızları zorlayan uyarlamasında, FBI’daki eğitimi devam eden Clarice Starling (Jodie Foster) yüksek güvenlikli bir tımarhaneye girerek bir psikiyatristken yamyamlık yapan bir kitle katiline dönüşen Hannibal Lecter‘in (Anthony Hopkins) hastalıklı zihninin derinliklerine inmeye çalışmaktadır. Starling’in bir seri katili yakalamak için ipuçlarına ihtiyacı vardır. Ancak ne yazık ki, Lecter ile yaşadığı Faustiyen ilişki sonunda onun kaçışına sebep olur ve artık iki ayrı seri katil karanlıklarda serbest dolaşır.

1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday olan film, yönetmenine ve başrol oyuncularına altın heykelciği getirirken; en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında da ödüle layık görülmüştü. Filmde başrol oynayan Jodie Foster 30 yaşına gelmeden iki oscar kazanan nadir oyuncular arasına girdi. Anthony Hopkins, bu filmdeki toplam 16 dakikalık performansıyla en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandı. Ki bu süre, bir oyuncunun bir filmde gözüktüğü en kısa süredir. En iyi film Oscarını alan tek korku filmidir.

Reservoir Dogs (1992)

 Rezervuar Köpekleri ya da orijinal adıyla Reservoir Dogs Amerikalı yönetmen Quentin Tarantino‘nun ilk filmi

Tarantino’nun senaryosunuda kendisinin yazdığı film, sinemaya alışılmadık bir tarz getirdi. Bol kanlı şiddet sahneleri, neredeyse hiç bir şey ifade etmeyen diyaloglar, karmaşık anlatım tarzı ile yönetmenin, diğer filmlerinin öncüsü diyebiliriz. Ünlü aktör Harvey Keitel, bu filmde hem oyuncu hem de yapımcı olarak yer alır.

Joe Cabot (Lawrence Tierney), büyük bir elmas mağazasını soymak için ,oğlunun da dahil olduğu bir ekip hazırlar. Renk isimlerini kod isim olarak kullanan ekibin adı, “rezervuar köpekleri”. İşinin ehli gibi gözüken ekipte, Joe’nun oğlu da vardır. Soygunun planları yapılır. En ince detayları bile gözden geçirilmiştir. Ama soygun planlandığı gibi işlemez. Mağazaya gelindiğinde tuzağa düşerler. Ekibin içinde polis olduğunun farkına varırlar. ‘Kim, kime silahını çekeceğini’,, ‘kimden şüpeleneceğini, bilemez durumdadır. Silahlar çekilir. Etraf bi anda kan gölüne döner. Soyguncuların bir kısmı bir depoya sığınır. Depo içerisindede bir hesaplaşma vardır.

Scent of a Woman (1992)

Al Pacino bu filmde emekli olmuş kör bir subayı kendi dünyasından izleyicilere sunmaktadır. Film,Oscar Ödülleri’nde en iyi görüntü, düzenleme, en iyi aktör dallarında aday gösterilmiş, en iyi aktör ödülünü Al Pacino ile kazanmıştır.

Bir kolej öğrencisi olan Charlie, paraya ihtiyacı olduğundan kör bir adama, bir nevi “bebek bakıcılığı” yapmaya razı olur ama iş, umduğu kadar basit olmayacaktır. Çünkü Emekli Yarbay Frank Slade’in haftasonu için çok özel bir planı vardır.

Bu film benim favorilerim arasında yer alıyor, yakın zamanda incelemesini sizlerle paylaşacağım için hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum.

Schindler’s List (1993)

Schindler’in Listesi, yönetmenliğini Steven Spielberg‘in yaptığı, 1993 ABD yapımı bir filmdir. II. Dünya Savaşı sırasında Naziler’in uygulamış olduğu soykırımdan binin üzerinde Polonya yahudisinin kurtarılmasında rolü olan Oskar Schindler’i ve bu kurtarmayı konu edinen film, 321 milyon dolar gişe hasılatı elde etmiş ve Akademi, Altın KüreBAFTA ve Grammy ödülleri kazanmıştır. “Tüm zamanların en iyi filmleri” konulu çeşitli listelerde üst sıralarda bulunan film, Amerikan Film Enstitüsü‘nün güncel listesinde 9. sırada yer almaktadır.

II. Dünya Savaşı, Nazi Almanyası. Oskar Schindler Almanya’ya iş kurmak amacı ile gelir. Fakat beş kuruşu yoktur. Kendi deyişiyle sunum yeteneği sayesinde birçok üst düzey Alman SS subayı ile dost olur. Bu sırada Yahudi Soykırımı başlamıştır. Schindler’in fabrikası artık getto kamplarındakilerin cennet kapısı olmaya başlamıştır. Schindler´in yardımcısı Itzhak Stern de bir Yahudidir. Stern, Schindler’in fabrikasının idaresini yürütürken, bir yandan da belgelerde yaptığı değişikliklerle bir çok Yahudi’yi Alman savaş gücü için gerekli göstererek, fabrikaya alır ve toplama kamplarına gönderilmekten kurtarır.

Sonrasında, gettolardaki Yahudiler, Kraków’un güneyinde inşaa edilen Plaszow Toplama Kampına sürülür ve bu sırada Alman askerlerinin gettoları boşaltmasını bölgeye hakim bir tepeden izleyen Schindler, birçok Yahudi’nin öldürülmesine tanık olur. Fakat, Stern’in de uyarılarıyla, özellikle Plaszow kampının komutanı Amon Göth başta olmak üzere, Alman subaylarıyla işbirliğine devam eder. Fabrika bir yandan kâr amacıyla çalışırken, Schindler bir yandan da mümkün olduğunca çok Yahudi’nin kurtarılması için çabalamaktadır.

Ödülleri

  • En İyi Film Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Yönetmen Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Senaryo Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Görüntü Yönetmenliği Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Müzik Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Kurgu Oscar Ödülü, 1993
  • En İyi Sanat Yönetmenliği Oscar Ödülü, 1993

Trois Couleurs:Bleu (1993)

Üç Renk: Mavi , yönetmenliğini Polonyalı sinema yönetmeni Krzysztof Kieślowski‘nin yaptığı, Zbigniew Preisner’in müziklediği bir filmdir. Adlarını Fransız bayrağının renklerinden alan üçlemenin diğer iki filmi ise, Üç Renk: Beyaz ve Üç Renk: Kırmızıdır.Üçlemenin ilk filmi olan Üç Renk: Mavi, Fransız devriminin dayandığı temellerden özgürlük temasını ele almaktadır.

Filmde, bir kaza sonucu kızını ve besteci olan kocası Patrice de Courcy’yi yitiren Julie’nin yaşama tutunma çabası anlatılmaktadır. İlkin ailesinin yokluğuna dayanamayan Julie intihara yeltense de, daha sonra bakış açısını değiştirip, kocasının ölümü nedeniyle yarım kalan bir bestesi üzerinde çalışmaya ve onu tamamlamaya karar verir. Avrupa Birliği’nin kuruluşunu kutlama amacını taşıyan bu bestenin tamamlanmaya çalışılması sürecinde, eski çevresinden ve arkadaşlarından kopar ve besteci kocasının sağlığında yardımcısı olan Olivier Benoit ile yakınlaşır.

Ödülleri

  • Venedik Film Festivali, 1993: En İyi Film ÖdülüEn İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Juliette Binoche’a), En İyi Sinematografi Ödülü (Sławomir Idziak’a)
  • Sezar Ödülleri, 1993: En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Juliette Binoche’a), En İyi Seslendirme
  • Goya Ödülleri (İspanya Akademi Ödülleri): En İyi Avrupa Filmi Ödülü

Philadelphia (1993)

Philadelphia Jonathan Demme yönetmenliğinde 1980’lerin ABD’sinde AIDS salgınını konu alan bir drama filmidir. Kısmen; Amerikalı avukat Geoffrey Bowers’in firması Baker & McKenzie’i, AIDS hastalığı nedeniyle kendisine ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle dava etmesi olayından ilham alan filmin başrollerini Tom Hanks ve Denzel Washington paylaşmaktadır. Filmin vermek istediği ana mesaj, aslında eşcinsellere yönelik ayrımcılıktır. AIDS hastası bir gey olan Andrew Beckett (Tom Hanks) aslında eşcinsel olduğu için ancak başka bir gerekçe bahane edilerek işinden atılır ve dava açmak için bir avukat arayışı içindedir. Bu avukat (D. Washington), davada konuyu eşcinsellere yönelik ayrımcılığa getirecektir. Filmdeki en sarsıcı sahnelerden biri de, Andrew’un sevgilisi Miguel Alvarez’in (Antonio Banderas) kollarında hayatını kaybettiği sahnedir. Film, erkekler arası fiziksel yakınlaşmaya neredeyse hiç yer vermeden, mesajını temelde aşk ve ayrımcılık üzerinden ileten en önemli eşcinsel filmlerden biri olarak kabul edilir.

Ödülleri

  • En İyi Aktör Akademi Ödülü – Tom Hanks
  • En İyi Müzik, Şarkı Akademi Ödülü – Bruce Springsteen (Streets of Philadelphia)

Groundhog Day (1993)

Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü), 1993 yılında sinemalarda gösterilmiş bir komedi filmidir. Harold Ramis tarafından yönetilmiştir. Başrolde Bill Murray ve Andie MacDowell oynamıştır. IMDB en iyi 250 film listesinde 174. sıradadır.

“Groundhog Day”, 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABDUlusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

Bir televizyon kanalında hava durumu sunucusu olan Phil Connors, Punxsutawney kasabasındaki geleneksel Groundhog Day şenliklerine gönderilmiştir. Bu pek de isteyerek yaptığı bir görev değildir. Bu karakterin her sabah kalktığında hep aynı günü, 2 Şubat Dağsıçanı festivalinin yapıldığı günü yaşamasıyla gelişen olaylar anlatılmaktadır.

The Shawshank Redemption (1994)

Esaretin Bedeli, 1994 yapımı Frank Darabont filmidir. Stephen King‘in bir öyküsünün uyarlaması olan filmin başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman vardır. Morgan Freeman ve James Whitmore filmin anlatımını da üstlenmektedirler. Dünya çapında geniş hayran kitlesi edinmiş bir film olan The Shawshank Redemption IMDB sitesinde 700,000’den fazla kişinin oylarıyla 10 üzerinden 9,2 puan almış ve gelmiş geçmiş en iyi film seçilmiştir. Aynı zamanda tüm türler arasında dünyanın en beğenilen ilk 3 filmi arasındadır.

Şaibeli bir şekilde karısını öldürmek suçundan Shawshank Hapishanesi`ne gönderilen bankacı Andy Dufresne (Tim Robbins), burada hiç alışık olmadığı bir hayat mücadelesi vermeye başlar. Hapishanede tanıştığı Ellis Boyd Redding (Morgan Freeman) ile aralarında mükemmel bir dostluk oluşur. Bir süre sonra Andy’nin hayata bağlı tavırları hapishanedeki mahkumları bile etkilemeyi başarır.

Natural Born Killers (1994)

Katil Doğanlar 1994 yapımı, Oliver Stone tarafından yönetilmiş ve başrollerinde Juliette Lewis ve Woody Harrelson‘ın oynadığı bir filmdir. Rodney DangerfieldRobert Downey Jr.Tom Sizemore ve Tommy Lee Jones yardımcı karakterleri canlandırmışlardır. Film iki katilin hikâyesini anlatmaktadır.

Mickey ve Mallory birbirlerini seven ama ‘doğuştan katil’ olan iki aşık. Yaşadıklarını öldürerek hissedebiliyorlar belki de. Ancak 90’ların giderek çığrından çıkan medyası da onları kahraman gibi göstermekten geri kalmıyor. Böylece iki doğuştan katil yolculukları sırasında arkalarında onlarca ölü bırakarak yollarına devam ediyorlar.

Pulp Fiction (1994)

Ucuz RomanQuentin Tarantino yönetmenliğindeki Roger Avary ile birlikte yazılmış, 1994 yapımı, kült kabul edilen bir filmdir. Ucuz Roman, En İyi Film dahil 7 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve En İyi Orijinal Senaryo Oscarı’nı almıştır. Aynı zamanda 1994 Cannes Film Festivali‘nde en iyi film ödülü olan Altın Palmiye Ödülü’nün sahibidir. IMDB tüm zamanların en iyi filmleri sıralamasında 4. sıradadır.

Ödül avcısı Butch Coolidge şeytanla yaptığı bir anlaşmada ödemeyi durdurmaya karar verir. Honey Bunny ve Pumpkin, hayatlarına biraz hareket katmak isteyen genç ve birbirlerine aşık bir çift soyguncudur. Bu arada iki işi iyi bilen gangster, Vincent Vega ve Jules, günlük işlerinden biri olarak,patronlarına ödemeyi geciktiren bir kaç sahtekar genci vurmaya giderler. Vincent patronun genç ve güzel karısına bebek bakıcılığı yapmakla da görevlendirilirken ortağı suç yaşamına son vermeye karar verir. Cesur bir boksör ise para karşılığı hile yapmayı redderek şehirden kaçar. Kader bu aykırı tipleri mutheşem bir raslantı sonucu bir araya getirecektir.

Forrest Gump (1994)

Forrest Gump, ABD’de 329,694,499 $ hasılat ile toplam kazancı 677,386,686 $’a ulaşan bir filmdir. En iyi film dahil olmak üzere 6 dalda Oscar ödülü almıştır. Filmin yönetmeni Robert Zemeckis olup, Winston Groom, Eric Roth gibi isimler tarafından yazılmıştır.

Forrest Gump, zeka seviyesi 75 olan bir erkeğin hayatını ele alıyor. Zeka seviyesi nedeni ile devlet okullarına girmekte bile zorlanan Forrest Gump  zamanla akla mantığa uymayan başarılara imza atıyor. Her ne kadar zeka seviyesi düşük olsa da fiziksel olarak son derece sağlam olan Forrest Gump, zamanla gelişen olaylar zincirinde bizi hayal edemeyeceğimiz bir dünyaya götürüyor.

Leon (1994)

Léon (orijinal adı: Leén the Professional), Luc Besson tarafından yazılan ve yönetilen 1994 yılı Fransa yapımı bir filmdir. Filmin başrollerinde ise, bir mafya tetikçisi’ni canlandıran Jean Rêno, ailesi öldürüldükten sonra bir tetikçi tarafından himayeye alınan 12 yaşındaki bir genç kızı canlandıran Natalie Portman (onun ilk filmidir), yolsuz bir DEA ajanını canlandıran Gary Oldman ve tetikçilik işleri yaptıran bir mafyayı canlandıran Danny Aiello yer almaktadır.

Léon, Amerika’nın New York şehrinde ikâmet eden, patronu Tony’den aldığı işleri yapan bir tetikçidir. Hayatını kurallardan oluşturmuş, sert ve tam anlamıyla bir profesyoneldir. Ancak Mathilda adında küçük bir kızla yolları kesişince hiç alışık olmadığı bir dünyaya kapısını aralar.

Film, birtakım çevrelerce yaş farkı olan iki kişi arasında aşk olduğu iddiasıyla eleştirilmesine rağmen, Mathilda’nın Léon’a karşı olan hisleri normal aşktan ziyade, kendisine ilk defa iyi davranan birisi karşısında duymuş olduğu sevgidir. Her ne kadar filmin ilerleyen bölümlerinde aşık olduğundan bahsetse de, buradaki aşk ifadesi küçük bir çocuğun duygularını basitçe belirtme şeklidir. Léon’un da Mathilda’ya karşı duyduğu hislerde benzer şekilde hayatında o zamana kadar görmediği bir sıcaklığa duyulan özlem ve buna karşı verilen duygusal tepkidir.

The Usual Suspects (1995)

Olağan ŞüphelilerChristopher McQuarrie‘nin yazıp Bryan Singer‘in yönettiği 1995 ABD yapımı kara filmdir. Film polis sorgusuna alınan küçük çapta bir dolandırıcı Roger “Verbal” Kint’in (Kevin Spacey) hikâyesini anlatır. Kint sorgulayıcısı ABD Gümrük İdaresi’nden Ajan David Kujan’a (Chazz Palminteri), San Pedro Bay’deki Port of Los Angeles’da demirlemiş bir gemide meydana gelen büyük yangın ve katliama kadar uzanan karmaşık bir hikâye anlatır. Geri dönüşler ve öyküleme kullanan Kint’in hikâyesi o suç partnerleri ile birlikte gemide ne işleri olduğunu anlatmaya çalıştıkça giderek artan bir şekilde karmaşık bir hale gelir.

Altı milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen filmin projesi ilk başta sadece bir isim olarak başladı. Casablanca filmindeki Claude Rains’in repliğinde geçen “The Usual Suspects” kullanılarak yazılan Spy dergisindeki köşe yazısının başlığı filmin adı olarak seçildi. Singer bunun film için iyi bir isim olabileceğini düşündü. Singer ve McQuarrie’nin birlikte geliştirdikleri poster filmin ilk görsel tasarımı oldu.

Olağan Şüpheliler 1995’te Cannes’da yarışma dışı olarak gösterildi ardından başlangıçta birkaç salonda gösterime girdi. Film olumlu eleştiriler aldı ve sonunda geniş çapta gösterime girdi. Akademi Ödülleri’nde McQuarrie En İyi Özgün Senaryo ve Spacey de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında ödülü aldılar.

Casino (1995)

Casino, 1995 Amerikan – Fransız ortak yapımı drama türünden bir sinema filmidir. Filmin senaryosu gerçekte yaşamış olan Frank Lefty Rosenthal‘ in hayat öyküsünü anlatır.

Ace Rothstein, 1970’lerin Las Vegas’ında bir kumarhane işletmecisidir. İşini korumak için gereken her yola başvuran Ace, işletmesinin bol miktardaki kârının büyük kısmını patronlarıyla paylaşmaktadır. En iyi dostu Nicky Ace’in işletmenin çalışanlarına ve zaman zaman da müşterilere göz kulak olmasına yardım etmeye başlar.Ace’in amacı gelirini belli bir seviyede tutmak, patronlarla başını belaya sokmamak ve kumarhanesinin güvenilir ve sevilen bir yer olarak kalmasını sağlamaktır, fakat Nicky işletmeye adımını attığı günden itibaren tüm kumar piyasasını eline geçirmeyi ve Vegas’ın kralı olmayı hayal etmektedir. Ace’in azılı bir dolandırıcı ve baştan çıkarıcı bir kadın olan Ginger’a aşık olması ve Nicky’nin uyuşturucular ve alkole düşkünlüğünün artmasıyla ikilinin arasındaki gerginlik daha da artacaktır.Martin Scorsese Casino’da 1970’lerin Las Vegas’ının ışıltılı yüzünün arkasındaki karanlık olayları ve ilişkileri beyaz perdeye taşıyor. Yönetmenin Casino’dan beş yıl önce çektiği Sıkı Dostlar’da da mafya dünyasındaki hiyerarşiyi ayrıntılarıyla gözler önüne seriyordu.

Se7en (1995)

Yedi, senaryosu Andrew Kevin Walker tarafından yazılmış olan, Hıristiyanlık’ın 7 ölümcül günahını işleyenleri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katili ve onun peşindeki iki polis dedektifinin çabalarını konu alan, Hollywood yapımı bir gerilim filmidir. Sürekli yağmur yağan bir şehir, küf rengi tonlar, karanlık mekanlarda çekilen sahneleri ile sinema klasikleri arasında gösterilmektedir.

1995 yapımı olan film, David Fincher tarafından yönetilmiştir ve başrollerde Brad PittMorgan Freeman ve Gwyneth Paltrow rol almıştır.

Braveheart (1995)

Cesur Yürek, Mel Gibson‘in yönettiği ve başrolünü oynadığı tarihî, yarı kurgusal film. William Wallace ‘ın hayatını anlatır. Film Türkiye sinemalarında yıllarca gösterilerek bir rekora imza atmıştır. 1996 yılında 10 dalda Oscar’a aday olan yapım, yönetim, görüntü yönetimi, efekt, makyaj ve en iyi film dallarında ödüle layık görülmüştü.

13. yüzyılda İngilizler, İskoçlar üzerinde egemenlik kurmuştur. İngiliz soyluları, yeni evli İskoç kadınlarıyla ilk geceyi geçirme hakkına sahiptir. Çocukken ailesini İskoçya uğruna kaybeden William Wallace’ın karısı da İngiliz birlikleri tarafından öldürüldüğü zaman, onun intikam arayışı kısa zamanda ülkesinin özgürlüğü için amansız bir savaşa dönüşür.

Yardımcı kaynak: http://tr.wikipedia.org

2 thoughts on “90’lı Yılların Unutulmaz Filmleri – I

  1. bülent atltıoğlu

    evet 90 lı yılların en özel filmleri çogunu sinemada izleme şansım olmadı.. 1997 den itibaren sinemafilm izlemeye başladım.. artık böyle filmler yapılamıyor.. hollywood un film tarzı çok değişti.. bende 90 lı yılları unutamayanlardanım

    Reply

Leave a reply to serkan yasin Cancel reply